Şehir, nüfuzlu iş adamları ve politikacılar tarafından desteklenen devasa bir proje olan "Nueva Tijuana" ile büyük bir dönüşüm geçirmektedir. Amaç, Tijuana'yı modern bir turizm merkezi haline getirmek, yeni yatırımlar çekmek ve şehrin imajını tazelemektir. Bu parlak ve iddialı projenin gölgesinde, "Gringo Avcıları" olarak bilinen özel bir polis birimi, çok daha hassas ve gizli bir görevle boğuşmaktadır.
Bu özel birimin gizli görevi oldukça basittir ancak uygulaması son derece karmaşıktır: Meksika'da saklanan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde işledikleri suçlardan kaçan kanun kaçaklarını bulup ABD adaletine teslim etmek. Uluslararası anlaşmaların karmaşık labirentinde ve sürekli artan siyasi gerilimlerin hassas dengesinde görev yapan bu polisler, her operasyonda hayatlarını riske atmaktadır. Kaçırdıkları her Amerikalı suçlu, iki ülke arasındaki ilişkileri etkileyebilecek potansiyel bir siyasi krize dönüşebilir.
Ancak "Gringo Avcıları" için her dava, sıradan bir tutuklamadan çok daha fazlasını ifade etmektedir. Soruşturmacılar, her yeni vakada ahlaki açıdan gri alanlarla, derinlere işlemiş yolsuzluk ağlarıyla ve kendi kişisel çatışmalarıyla yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Kanun ile suçlu arasındaki ince çizgide dans ederken, doğru ile yanlış arasındaki sınırlar bulanıklaşmakta ve ekip üyeleri kendi vicdanlarıyla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Bazen, adaleti sağlamak için yasal sınırların dışına çıkmak mı gerekmektedir, yoksa her ne olursa olsun kurallara bağlı kalmak mı önemlidir? Bu gibi ahlaki ikilemler, dizinin her bölümünde karakterlerin karşılaştığı temel sorunlardan birini oluşturmaktadır.