Vampirlerin gölgelerde saklanma zorunluluğu, Asyalı bir bilim insanının sentetik kan ikamesi olan "True Blood"ı keşfetmesiyle birlikte sona ermiştir. Artık ölümsüzler, gün ışığına çıkma cesaretini bulmuşlardır. Ancak çoğu, toplumun kıyısında bir yaşam sürdürmekte ve pek çok insan hala bir vampirle karşılaşmamıştır. Bu durum, Louisiana'nın sakin kasabası Bon Temps'ın sakinleri için de geçerlidir. Büyükannesi Adele ve kardeşi Jason ile yaşayan, Merlotte's adlı yerel barda garsonluk yapan Sookie Stackhouse da bunlardan biridir. Ancak Sookie'nin herkesten farklı, özel bir yeteneği vardır: genç kadın zihinleri okuyabilmektedir, bu da onun için çoğu zaman bir sıkıntı kaynağıdır. Bir gün, karşılaştığı 174 yaşındaki vampir Bill Compton ile tanışınca büyük bir şaşkınlık yaşar. Bill'in zihnini okuyamamakla kalmaz, aynı zamanda ona karşı karşı konulmaz bir çekim hisseder ve bu his karşılıksız kalmaz. İstemeyerek de olsa Bill, Sookie'yi kendi karanlık dünyasına çekecektir ve bu durum genç kadının hayatını defalarca tehlikeye atacaktır. Bu arada, Bon Temps kasabası da gizemli cinayetlerle sarsılmaktadır...